Diğer taraftan ise aidiyetlerimiz kadar tarafımız, taraflı davranışlarımız ve düşüncelerimiz vardır. Aidiyet, ait olduğumuz yere karşı vefa ve sadakat hissini salık verirken diğer bir yandan öbürlerine karşı taassup ve nefret riskini içinde barındıran bir kavram haline gelmektedir. Yardımlaşma, dayanışma, yakını gözetme olduğu kadar, adam kayırma, ötekini yok sayma da aidiyetin sınırları içinde gelişir.
Bu konuda da dinin bize tavsiye ettiği dengeleyici bir kavram vardır: ADALET
"Şüphesiz ki Allah adaleti, iyiliği, yakin akrabaya yardım etmeyi emreder..."
Bu ayet yakınlara karşı iyilikten önce adaleti gözetme ölçüsü verirken bize şunu der;
ÖNCE ADALET, SONRA AİDİYET...
Kitlelerin, aidiyetlerin buluşma noktası olan Cuma'larda son söz olarak bu ayetin tekrarı ise insanların problemlerine cevap mahiyetindeki ferasetli bir tercihtir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder