İmam Şafî, Asr suresi için; "Kur'an'dan, başka hiçbir sûre nazil olmasaydı şu pek kısa sure bile insanların dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmeye yeterdi" derken neyi kasteder?
Filozoflara göre aklın biri nazari diğeri ameli olmak üzere iki temel işlevi vardır. İnsanın varlık gayesi de her iki açıdan yetkinliğe ermektir. Nazari yetkinlik, gerçek doğru bilgi (el-ilmul hakk), ameli yetkinlik ise gerçek iyi davranış (el-amelul hakk) sahibi olmaktır.
"Asra yemin olsun ki insanlar hüsrandadir. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır." Bu sureye göre insanlar hakikati arama peşindedir ve çoğu zaman da bu arayışta hüsran içerisine düşmektedirler. Ancak iman edenler ifadesi, nazari olarak akli yetkinliğe ulaşmanın zirve noktasının iman etmek olduğunu bize bildirmektedir. Aklın en büyük yetkinliği ve gayesi bir yaratıcı gerçeğine ve iman nuruna ulaşmasıdır. Ancak salt akılla ulaşmaya kalkışıldığında çoğu zaman hüsranla sonuçlanır. Çünkü iman ince bir perdedir, öncesi akıl sonrası hikmet kendisi ise bir lütuftan ibarettir.
Ayette, nazari yetkinlik olarak iman etmeyi bildirdikten sonra ameli yetkinlik olarak da salih ameli zikretmektedir. Yani gerçek iyi davranışa (el-amelul hakka) salih amelle ulaşılmaktadır. İyi olan herşey salih amel dairesine girer.
Ayette, nazari yetkinlik olarak iman etmeyi bildirdikten sonra ameli yetkinlik olarak da salih ameli zikretmektedir. Yani gerçek iyi davranışa (el-amelul hakka) salih amelle ulaşılmaktadır. İyi olan herşey salih amel dairesine girer.
Rabbimiz bunları bildirdikten sonra son olarak bir şeye daha dikkat çeker. Birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler... Bir hakikate vasıl olan insan, o hakikati paylaşma ihtiyacı hisseder, artık bunu saklamak kendisine rahatsızlık verir. Çünkü hakikat paylaşılmayı hakeder. Böylece, birbirine hakkı tavsiye eden kimseler, hakikate ermiş ve onu paylaşma ihtiyacı hissederek tebliğ vazifesini omuzlayan ideal şahsiyetler olarak anlatılır.
İşte bu üç kısım insan felsefenin de, dinin de, ahlak ilminin de yegane amacıdır. Ve ayette bu insanlar hüsrana uğramaktan müstesnadır buyrulur.
Demem o ki, bu kısacık sure sadece İmam Şafii'ye değil hakikat arayışında olan tüm insanlığa yeterdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder